3 Eylül 2009 Perşembe

Gönül Makamı

Sunuculuğunu Savaş Barkçin'in üstlendiği, müzik yönetmenliğini Murat Salim Tokaç'ın yaptığı Gönül Makamı, Ramazan boyunca TRT ekranlarında...

Her programda bir makam ele alınıp, o makamın ruhu, derinliği konuşuluyor ve büyük oranda dini-tasavvufi eserler olmak üzere klasik müziğimizin ve bazen türkülerimizin en güzel örnekleri çalınıp, söyleniyor.

 



Aslında akademik geçmişi Siyasal Bilimler ve Uluslararası İlişkiler ile ilgili olsa da Türk müziğine ve edebiyatına epeyce kafa yormuş, mütavazi besteleri ve şiirleri de olan, ayrıca üç adet resimli çocuk masalına imza atmış Savaş Barkçin makamların ne anlamlar ihtiva ettiklerini derinliğiyle anlatıyor.
Ayrıca Barkçin'in Ahmed Avni Konuk biyografisi dikkate şayan bir eserdir. Bu oldukça detaylı eser; Ahmed Avni Konuk'un Mevleviliğinden, tasavvuf erbabı kişiliğine mesnevihanlığından musikişinaslığına, şairliğinden besteciliğine ve makamlar terkib etmesine kadar dolu dolu bir hayatın dolu dolu bir biyografisi olma özelliğini taşıyor, Barkçin'in ellerine sağlık. Fakat bu fakir kitabın farklı kapaklarında Avni Konuk'un adının Ahmed ve Ahmet olarak iki farklı yazımını tespit etmiştir ki bunun nazarlık mahiyetinde olduğunu düşünmektedir.
Savaş Ş. Barkçin'in Ahmed Avni Konuk-Görünmeyen Umman biyografisi
Klasik Türk Müziği ile az-çok ilgilenen herkesin adına, müziğine aşina olduğu, aslen Tıp doktoru olan tanbur sanatçısı Murat Salim Tokaç neyi ve tanburuyla hanendelere eşlik ediyor. Kendisinin birbirinden güzel saz semailerini neyi ile çaldığı Dem adlı albümü özellikle dinlemeyi haketmektedir.

İlk defa yine bir TRT programında rastlamıştım Murat Irkılata ismine. Neşe Dursun ile birlikte Şah-ı Merdan'ın Avazı adlı acemkürdi makamındaki Bektaşi nefesini söylüyordu. Bir dönem TRT Ankara Radyosu'nda da çalışan Irkılata, 2007 yılından bu yana İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu'nda sanatçı olarak çalışıyor.
Mehmet Kemiksiz'i Eşrefoğlu Gülistanı 1-2-3 albüm serisindeki Eşrefoğlu Rumi ilahileri dolayısıyla tanıyoruz. Aynı zamanda bu albümdeki eserlerin bir kısmının bestecisi de olan Mehmet Kemiksiz, ayrıca Erkan Oğur, Şenol Filiz, Birol Yayla, Ercan Irmak gibi değerli isimlerin yeraldığı bir konser kaydı olan Hijazz albümündeki Nayi Osman Dede'nin Saba Peşrevi'nde okuduğu kaside dolayısıyla daha geniş kitlelerce tanındı. Yansımalar grubunun Pervane ve Mızrabın Nefesi albümlerinde de yer alan sanatçı Ahmed Şahin ile bir bakıma eküridir.
TRT İstanbul Radyosu ney sanatçısı Ahmed Şahin programa hanende olarak katılıyor. Konya'dayken Sadreddin Özçimi'nin topluluğunda bulunan Şahin, ney üflemesini İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nda Neyzen Niyazi Sayın'dan öğrenmiştir. Mehmet Kemiksiz'le birlikte yaptıkları Türk–İslam Mûsikîsi Külliyatı adlı çalışma sonucu beş albümden oluşan Tevşihler (bestelenmiş naatlar) serisi adlı değerli eser ortaya çıkmıştır. Geçen seneki Ramazan ayında yayınlanan Sahur Zamanı isimli TRT1 programında İmsak öncesi sala ve temcidleriyle, yeni kalkanları pilavlarını ısıtmaya çağırıyordu...
Ritim sanatçısı Halil Uğur Kutlu programda kudüm ve bendiriyle karşımıza çıkıyor.


Saat 17.00 suları TRT1 ekranlarına teşrif eden program, 20.45'de de TRT2'den izlenebilmekte. Böylesi kısa ve öz bir programı TRT'den başkası yapamazdı zaten. Bu gerçek müzik ziyafeti için ellerine, dillerine, nefeslerine sağlık...
Aşağıda programdan bir kaç kayıt bulacaksınız.
Uşşâk makamı üzerine örneklerin verildiği ilk videoda Kemani Tatyos Efendi'nin Uşşâk makamındaki ünlü bestesi Gamzedeyim Deva Bulmam karşımıza çıkıyor.

Gamzedeyim Deva Bulmam (Kemani Tatyos Efendi/Uşşâk)
İkinci videoda segâh perdesi ve segâh makamı üzerine sohbet yer alıyor ve Savaş Barkçin Hz. Mevlana'nın sözünü hatırlatıyor bize, "neyin perdeleri içimizdeki perdeleri yırttı". Bu makamındaki örneklerden Tanburi Ali Bey'in segâh makamındaki Dil-harâb-ı aşkınım sensin sebep berbâdıma adlı eserini Murat Irkılata seslendiriyor. Segâh makamındaki türkü İzmir'in Kavakları ile program sona eriyor.

Segah Makamı

Hüzzam makamı konulu üçüncü video Murat Salim Tokaç'ın Hüzzam açışı sonrası Tanburi Osman Bey'in Hüzzam Peşrevi'yle başlıyor. Hüzzam makamındaki Merhabâ Ey Fahr-i Âlem tevşihinin güftesi Âdile Sultân'a, bestesiyse Hacı Fâik Bey'e ait. Dede Efendi'nin hüzzam şarkısı Ey gül-i bağ-ı eda'sı ile son buluyor hüzzam programı.







Hüzzam Makamı
Eviç (evç) makamından örneklerin verildiği video ve program Sabahın Seherinde Ötüyor Kuşlar adlı Tokat türküsüyle başlıyor.
Sabahın seherinde ötüyor kuşlar
Balınan yoğrulmuş o sırma saçlar
Kudretten çekilmiş karadır kaşlar
İşte bu gömlümün sultanı geldi
Seher vaktini adeta betimleyen bu eserden sonra Seyyid Nesimi'nin Gel Gel Yanalım Ateş-i Aşka adlı nefesini dinliyoruz. Konfüçyüs'ün "eğer bir toplumda kötü müzik yapılıyorsa oranın idaresi de bozulmuş demektir" sözünden bahsediyor Savaş Barkçin. Aslında felsefi anlamlar içeren ve özellikle tasavvufi derinliği olan Karagöz oyunundan bir hava ile son buluyor program, On Kere Demedim mi Sana Sevme Dokuz Yar. Tevhid dininin mensuplarına yakışan da birdir...
On kere demedim mi sana sevme dokuz yar
Sekizde sefa, yedide vefa olmaya zinhar
Altı ile beş, dört ile hiç başa çıkılmaz
Üçün ikisi terk ede gör, ta kala bir yar...
Fakir çok düşündü taşındı bu eseri nedense Mevlevi Niyaz İlahisi'nin üçüncü kısmına benzetti, yani ritmin hızlandığı bölüme. Güfte ve bestesi Sultan Veled Hazretlerine atfedilen fakat bazı araştırmacılara göre güftenin Hz. Mevlana torunlarından, Mevlevi yolunun büyüklerinden Sultan Divani olarak bilinen Mehmet Çelebi'ye ait olduğu söylenen, bestecisiyse hiç bilinmeyen bu ilahi segah makamındadır. "Sekizde sefa, yedide vefa" ve "sema sefa cana şifa" sözleri dahi benzerliği yanıstmakta fakat asıl benzerlik melodik yapıda...
Ey sofi bizim sohbetimiz cana şifadır
Bir curamızı nuşedegör, derde devadır
Hak ile ezel ettiğimiz ahde vefadır
Sema sefa cana şifa, ruha gıdadır...
(Segah Niyaz İlahisi'nden)
On Kere Demedim mi Sana'yı ayrıca Ezel Akay'ın Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü filminde Beyazıt Öztürk (Beyaz) da seslendiriyor fakat farklı bir besteyle...







Eviç Makamı

Nevâ makamının işlendiği program Zekai Dede'nin Yine Bağ­landı Dil Bir Nevnihâle isimli yörük semâisiyle başlıyor. "Güzelleşmek için güzele bağlanmak lazım" diyor Savaş Barkçin bu parçadan yola çıkarak. Nevâ makamı melâmeti bir makam olarak kabul edilir çünkü halka değil hakka bakar. Elin dediğini değil, hakkın ne diyeceğini ve gerçek özgürlüğü elde etmek için hakka bağlanmanın ve gayrısından kopmanın gerektiğini düşündürür. Makamın derinliğini böylece anlatan Barkçin sözü; bestesi Selahattin Pınar'a ait Yunus'un Ben Yürürüm Yâne Yâne Aşk Boyadı Beni Kâne ilahisine bağlıyor.
Aşkın beni mest eyledi, aldı gönlüm hast'eyledi
Öldürmeye kast eyledi, gel gör beni aşk neyledi
Neva programı Ziya Paşa'nın Neva Saz Semaisi'yle sona eriyor.

Neva Makamı

Son olarak Hicazkâr makamı konulu programdan Yağcılar Zeybeği müzisyenler vasıtasıyla kulağımızdan gönlümüze işliyor...

Hicazkar Makamı (Yağcılar Zeybeği)
Videoları ekleyen arkadaşlara da teşekkür etmek boynumuzun borcudur, atlamak olmaz. Dailymotion.com'dan nayikalbim ve turkavaz, Youtube'dan ahmetrahmet isimli kullanıcılara çok teşekkürler. Savaş Barkçin'in bir parçayı sunarken dediği gibi "şifa olsun efendim, hayırlar olsun..."

1 yorum: