10 Ocak 2010 Pazar

Karaşar Zeybeği

Ne zamandır bir albümde yer almasını beklediğim Karaşar Zeybeği, sonunda bir albümde çalınıp söylendi. Bu sevindirici haberden sonra ikinci kez mutluluk verense türküyü ihtiva eden albümün Bengi Bağlama Üçlüsü'nün ürünü olması, yani Okan Murat Öztürk'ün...

Karaşar, İç Anadolu Bölgesinin Yukarı Sakarya bölümünde, Ankara ilinin Beypazarı ilçesine bağlı bir bucak merkezidir. 3500 nüfuslu bu bucak, Beypazarı'nın kuzeyinde 21 km. uzaklıktadır (1). 10 köyü olan Karaşar, Ankara'nın Beypazarı ilçesiyle Bolumuz'un Kıbrısçık ilçesinin tam ortasında bulunuyor. Bolu köyleriyle sınır komşusu olan yöre fiziksel ve beşeri özelliklerini İç Anadolu'dan daha çok Batı Karadeniz'den alır (2).



1880'li yıllarda bu bölgede gerçekleşen üzücü (!) bir olay bize güzel bir türkü hediye etmiş. Ali Esat Bozyiğit'in aktardığı türkü hikayesi şu şekilde:

"Geçen yüzyılda Karaşar ve çevresi ayınga (tütün) kaçakçılığı ile uğraşırdı. Bu iş genellikle ünlü bir beyin, ağanın himayesi altında yapılırdı. Bu ağalardan birinin yanında beş efe kardeş de hizmetkar olarak çalışırlar, ağanın işlerini yürütürlermiş. Fakat ağa, Aydın taraflarından gelip buralarda yerleşmiş bu beş kardeşin hizmetleri karşılığında hakettikleri ücretlerini ödemezmiş. Dayanamamışlar, bir gün ağayı camide sıkıştırıp üzerine saldırmışlar, paralarını zorla almışlar ve dağa çıkarak kaçakçılığa, eşkiyalığa başlamışlar. Bu arada yanlarına Kaytanbıyık adlı bir genci de almışlar. Onu evlendirmişler, çoluk çocuk sahibi yapmışlar. Bu beş kardeş ve Kaytanbıyık giderek zorbalıklarını arttırmışlar. Karaşar ve çevresindeki köylerden, zorla para alırlar, kadınları kızları dağa kaldırırlarmış. Halk bunlardan bizar olmuş. Gidip Bolu valisine şikayet etmişler. Sonunda Bolu valisinin vereceği adamlarla birlikte halk bunları pusuya düşürüp, öldürmeye karar vermiş. Kaytanbıyık'ı da bu işe ikna etmişler. Kaytanbıyık bu beş kardeşi kandırıp Sarıalan Yaylası'na indirecek, onlara orada ziyafet verecek, yedirecek, içirecek; derken gece yarısına doğru Bolu valisinin adamlarıyla birlikte halk baskın yapıp onları öldürecek. Kararlaştırdıkları gibi yapmışlar. Kaytanbıyık beş kardeşi kandırıp Sarıalan'a indirmiş, yedirmiş içirmiş. Gece yarısına doğru herkes uykuya dalınca beş kardeşin silahlarını alarak baskıncıları çağırmış. Üçünü hemen orada, ikisini de kaçarken bir köyün yakınında kıstırıp öldürmüşler. Beşinin de kellelerini kesip Bolu valisine götürmüşler, bahşişlerini almışlar.

1885 tarihinde meydana gelen bu olay üzerine bir ağıt yakılmış. İşte Karaşar Zeybeği, bu olayın türküsünden kaynaklanan Zeybek Oyunu'dur. Melodisindeki akıcılık ve oyundaki ayak figürleri ile canlı, hareketli bir oyundur. Zeybek söylenen türküden sonra iki efe tarafından oynanır." (3)

Anonim çoğu eserde olduğu gibi bu türkünün de çeşit çeşit hikayeleri var. Bir versiyonunda başlangıçta köy halkı ile iyi geçinen efelerin, içlerinden birinin kız kaçırması dolayısıyla halkın hepsine düşman olması ve sonuçta efelere pusu kurulup öldürülmesi anlatılıyor (4). Bu versiyondaki sözlerde geçen Öldürün Hüseyin'i kıymayın Ali'ye mısrası da halkın aslında sadece efelerden kız kaçırana tepkili olduğunu fakat gelen askerlerin tümüne saldırmış olabileceğini düşündürmektedir. Neticede tüm hikayeler "her ağacın kurdu özünden olur" sözünü doğrulayan bir şekilde; bu beş kardeşin veya beş arkadaşın yakalanmasının kendi içlerinden biri olan Kaytanbıyık sayesinde olduğunu gösteriyor. Ali Esat Bozyiğit'in çalışmasına aldığı türkünün (ağıtın) sözleri aşağıdaki gibi, günümüzde söylenense bunun sadece ilk iki dörtlüğü:

Zeybek misin zeybek donu giyecek efem
Katil misin tatlı canı kıyacak
Cahil misin el sözüne uyacak efem

Koç gibi meydanlarda dönenlerdeniz
Biz ahbap uğruna ölenlerdeniz.

Döküldü mü maşrapamın kalayı efem
Bozuldu mu zeybeklerin alayı
Düşmanları öldürmenin kolayı

Koç gibi meydanlarda dönenlerdeniz
Biz ahbap uğruna ölenlerdeniz.

Alıverin martinimi atayım efem
Atayım da Karaşar'ı katayım
Fırsat verin düşmanları haklayım.

Koç gibi meydanlarda dönenlerdeniz
Biz ahbap uğruna ölenlerdeniz.

İniverdim Eğr'ovanın düzüne
Çayır çimen çıkıverdi dizime
Beşyüz atlı gelemezdi izime

Yattım uykulardan uyanamadım
Yağlı kamalara dayanamadım.

Çadır kurdum Eğr'ovanın düzüne
Nişan taktım bir zenginin kızına
Uyma dedin uydum eller sözüne

Yattım uykulardan uyanamadım
Yağlı kamalara dayanamadım.

Korkar idim ayrılıktan ölümden
Kahve içerken fincan düştü elimden
Bilemedim dostlarımın halinden

Yattım uykulardan uyanamadım
Yağlı kamalara dayanamadım.

Zeybekleri yaylalarda bastılar
Cepkenini çam dalına astılar
Beş kardaşı bir tahtada kestiler

Vurman Hüseyin'e kıyman Ali'ye
Kelleleri bahşiş gitti valiye

Hüseyin'in biber gibi benleri
Al kan oldu cepkeninin yenleri
Şan verdi bu diyarın efeleri

Vurman Hüseyin'e kıyman Ali'ye
Kelleleri bahşiş gitti valiye

Üzengim kırıldı indim bağladım
Martinimi kabzasından kavradım
Anamı nafile yere ağlattım

Yattım uykulardan uyanamadım
Yağlı kamalara dayanamadım.

Bu bir ayıngacı türküsüdür, yani tütün kaçakçılığı yapan zeybeklerin (efe-seymen) başından geçen olayları anlatan türkülerden biridir. Ankara yöresinde rastlanan, ikisi de Yağcıoğlu Fehmi Efe'den kalma, babası Ahmet Ağa'ya adanmış Höyüklünün Etrafı Köşk Olsun (Yağcıoğlu Zeybeği) ve Vara Vara Vardık Bağa gibi türküler de ayıngacı türküsü olarak nitelenir. Höyüklünün Etrafı Köşk Olsun türküsünde geçen şu sözlerde olduğu gibi bu türküler çoğunlukla efelerin vurulmasıyla ilgilidir ve sitem içerir:

Höyüklünün etrafı köşk olsun
Beni vuran da efelere aşk olsun
Aynalı martin mezarıma taş olsun
Ben vuruldum da gidiyorum ahrete
Selam söylen de Yağc'oğlu'nun Ahmet'e
Karaşar Zeybeği'nin bir yorumunda zeybek kelimesi yerine seğmen, ahbap kelimesi yerine vatan ve millet (iki tekrar için), silindi mi yerineyse döküldü mü denmekte. Her şey iyi hoş da vatan-millet konulu bir türkü değildir bu, olmaması gerekir! Silahlı çatışmada ölen, zorla para toplayan, kız kaçıran ve ayınga kaçakçılığı yapan efelerin bir alicengiz oyunuyla öldürülmesini anlatır. Belki de bu dönüşüm Okan Murat Öztürk'ün Zeybek Kültürü ve Müziği adlı kitabındaki şu tespitle açıklanabilir: "Cumhuriyet'le birlikte, milli değerler olarak algılanan yerel müzikler arasında zeybekler özel bir anlam taşımaktadır. Zeybekler tarihsel kaynaklarda Ege bölgesinde neredeyse dört yüzyıl boyunca etkili olan eşkiya gruplarının son temsilcileri olarak anlatılmakta ise de, Cumhuriyet onlara yeni bir kimlik kazandırmıştır. Yeni Cumhuriyet'in "milli kahraman" imgelerini oluşturan zeybekler, bu kültürel dönüşümle dans ve müziklerinin öne çıkarıldığı folklorik çalışmaların önemli aktörleri konumuna getirilmişlerdir." (5)

Aşağıda başta Okan Murat Öztürk olmak üzere Özay Önal ve Erdem Şimşek'ten oluşan Bengi Bağlama Üçlüsü'nün TRT-Türk kanalındaki Yediveren programındaki Karaşar Zeybeği icrasının videosu bulunuyor. Grup türküyü Yeni Gelenek-20. Yıl Albümü (2009) isimli çalışmalarında da çalıp-söylemişlerdir.


Zeybekoloji sitesinde bir arkadaş Afyon'un Şuhut ilçesinden Molla Ahmed isimli bir türkü paylaşmıştı, bu ezgi Karaşar Zeybeği'nin ezgisidir. Bu türküde de hileyle (al ile) pusu kurma durumu göze çarpıyor. Karaşar Zeybeği ile çok ortaklıklar içeren sözlerin bir kısmı şu şekilde:

Eridi mi maşrapamın kalayı
Dağıldı mı Moll' Ahmet'in alayı
Bir kama da öldürmenin kolayı
Koç gibi meydanda dönen Ahmed'im
Neslihan yoluna ölen Ahmed'im (6) (7)

Ayrıca bir Adapazarı-Geyve türküsü olan Evlerine Varamadım Gazelden de Karaşar Zeybeği ile aynı temel ezgiye sahiptir, sözlerindeyse hiçbir ortaklık yer almaz.

Evlerine varamadım gazelden
Sokağına çıkamadım güzelden
Severidim gız ben seni ezelden
Top zülüfüm dalgın uykulardan uyanamadım
Sürmeli gözlü yarim senden ayrılamadı

MEB Egitim Teknolojileri Genel Mudurlugu Tarafından Hazırlanmış Olan Adım Adım Halk Oyunları İsimli Video Kayıtlar İçerisinde Yer Alan Ankara Konulu Programdaki Karaşar Zeybeği Oyunu

Kaynaklar
1-Ali Esat Bozyiğit, Güvercin Uçuverdi-Halk Kültürü Yazıları, sf. 33
2-http://www.karasar.bel.tr/karasar.php
3-Ali Esat Bozyiğit, Güvercin Uçuverdi-Halk Kültürü Yazıları, sf. 33-34
4-http://www.karasar.com/yeni/html/halkoyun.htm
5-Okan Murat Öztürk, Zeybek Kültürü ve Müziği
6-http://www.zeybekoloji.com/viewtopic.php?f=75&t=2241
7-http://www.zeybekoloji.com/viewtopic.php?f=75&t=2570

1 yorum:

  1. Ey fakir, şad olasın...Fakrımıza bereket getirdin...

    YanıtlaSil